57. Alay ve Çanakkale

0
1306
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği

57. Alay ve Çanakkale : Bir arkadaşım masamın üzerine fotokopi bir mektup bırakırken “Al” dedi, “Belki bunu yazarsın.” Kâğıdın bir yüzünde eski harfli diğer yüzünde bugünkü harfli nüsha vardı ve sayfanın sonundaki dipnotta Çanakkale’de şehit olan yedek subay Hasan Ethem’in annesine yazdığı bu mektubun bu gün 57. Alay Şehitliği’nin kapısında asılı olduğu yazılıydı.
Yıllar önce Çanakkale’ye gittiğim zaman ziyaret etmiştim 57. Alay Şehitliği’ni. Fakat o günün yoğunluğu arasında söz konusu mektubu okuyamamıştım. Şimdi odamın kapısını kapadım, mektubu açtım. Bu gün bana yazılıyormuş gibi okumaya başladım.
Cepheye katılmadan önce hukuk öğrenimini sürdürürken öğretmenlik de yapmış olan Hasan Ethem Efendi, belli ki eli kalem tutan biriydi. Tabiatın güzelliğinin ve değerinin farkındaydı. Yemyeşil bir ovanın ortasından geçen dereciğin kenarındaki armut ağacının gölgesinde annesinden gelen mektubu okumuş ve bütün tabiatın onun sevincini paylaştığını hissetmiştir.

Yeşil ekinler rüzgâr önünde eğilmekte, güzel bir yamacın eteğindeki çam ağaçları kendi sesleri ile sevincine ortak olmaktadır; çağıl çağıl akan dere, altında oturduğu ağacın yaprakları, güzel bir bülbül de öyle. O güzel çayırın bir yerinde askerler çamaşırlarını yıkamaktadır ve o sırada güzel sesli bir müezzin ezan okumaya başlar. Müezzinin sesi o kadar etkileyicidir ki, az önce kendi dilince konuşan tabiat bile susmuş onu dinlemektedir.
Hasan Ethem Efendi, dereden abdest alır ve cemaat ile birlikte namaza durunca bütün dünyanın dağdağa ve debdebesini unutur. Ellerini kaldırır ve Türklerin, öten kuşun, meleyen koyunun, secde eden yeşil ekin ve otların, heybetli dağların Rabbine uzun uzun yalvarır. Duasının özeti bellidir: “Sen bütün bunları Türklere verdin, yine Türklerde bırak.” Allah’tan, aziz vatanı düşman işgalinden kurtarmak için yola çıkmış bu askerlere necat nasip etmesini diler. Mektup, gündelik hayata dair birkaç ayrıntıdan sonra “Valideciğim, çamaşır filan istemem, paralarım duruyor, Allah razı olsun” cümlesiyle bitmektedir. Bütün kaderdaşları gibi canını dişine taktığı yangının ortasında bile evrenin mutlak ruhunun farkında olmaktan mütevellit bir emniyet içinde fakat kendisi cephede olsa da aklı geridedir.
Hasan Ethem’in mektubunun tarihi 4 Nisan 1331 yani 17 Nisan 1915 ve bu mektup annesine yazdığı son mektubu. Çünkü o, 57. Alay’ın bir ferdiydi ve Mustafa Kemal meşhur cümlesini onlara söylemişti: “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alabilir.”

Çanakkale Gezisi
Çanakkale Gezisi

Yaş ortalaması 24 olan 57. Alay son ferdine kadar şehit olmuştu. Yere düşürülmemesi gereken sancak, rütbe sıralamasıyla elden ele, en son alay imamı Hasan Fehmi Efendi’nin eline geçmişti. Hasan Fehmi Efendi sancağı bir ağacın çatalına takıp 57. Alay’ın son ferdi olarak gözlerini kapamıştı ve büyük ihtimalle Hasan Ethem Efendi’nin mektubunda bahsedilen namaz onun arkasında kılınmıştı.
Liman Von Sanders “Çeliğe karşı etin kemiğin savaşı” demişti Çanakkale için. Eksik. Mustafa Kemal, çeliğe karşı etten ve kemikten daha fazlasıyla savaşıldığının farkındadır, ruh. Onun cümlelerini hatırlamakta yarar var: “Birinci siperdekilerin hiçbiri kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine giriyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini de biliyor fakat en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i Şahadet getirerek yürüyorlar. İşte bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Tereddüt etmeden ailesini, sevdiklerini, öğrenciliğini, mesleğini, bizatihi kendini geride bırakarak cepheye giden ve orada bizce meçhul sırlı bir eşikten geçen bir kuşağın insanları “Geri dönmeyi hiç düşünmedikleri için” 57. Alay, Çanakkale dediğimiz ve içi asla boşalmayan o ruhun özeti.
Nazan Bekiroğlu – Zaman

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.