Cansız Mustafa Efendi Kimdir?

0
998
blank

blankCansız Mustafa Efendi, hocaların hocası, nüktedan, hazırcevap, dini bilgiler alanında uzman, felsefi bilgisi ve derinliği olan, herkesin kanısına göre o dönemde emsali olmayan bir bilgin, bir fenomendi…

ŞEFİK ASAN

Yıl 1968 ve Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) Trabzon Kemerkaya’daki lokalindeyiz. İçeriye ince, uzun boylu, Einstein gibi gür, kıvrık ak saçları olan, takım elbiseli, kravatlı, filozof duruşlu bir adam girdi. Kendinden emin adımlarla ve dik yürüyüşüyle, daha ilk bakışta görenleri etkileyen, saygı uyandıran bir kişilik. Geldi, bir grup arkadaşla oturduğum masanın birkaç adım ilerisindeki, ünlü Akçaabat Yargıcı Ali Faik Cihan’ın bulunduğu gruba yöneldi. Orada oturmak için boş sandalye vardı, ama o gelince yargıç dahil herkes ayağa kalktı, saygıyla eğilerek onunla tokalaştı ve buyur etti. Ali Faik Cihan o sıralar, yazmış olduğu Sosyalist Türkiye kitabından ötürü yargılanmış ve tüm ülkede bilinen popüler, saygın biriydi. Onun da ayağa kalkıp geleni karşılaması, o saygın insana duyduğum hayranlığı bir kat daha artırdı, gözümde devleştirdi. Yanımdaki arkadaşlardan birine sordum:
“Kimdir bu dev adam?”
“Aa, tanımıyor musun? Bu ünlü din bilgini Cansız Mustafa Efendi” dedi.
“O bir allame” dedi masamızdaki öteki arkadaş.
Tam da Trabzonluların yoğun olarak tartışıldığı bir dönemde yayımlanan Cansız Hoca kitabından öğreneceğimiz çok şey var. Trabzon için “Aşırı milliyetçi, İslamcı, örgütlü suç ve silah barındıran” bir yerdir gibi suçlamaların yapıldığı bir sırada, Mehmet Günaydın’ın hazırladığı kitabı okuyarak o coğrafyadan ne cevherlerin çıktığını görmemizde yarar var.

Ayaklı bir kütüphane!
Cansız Hoca‘yı şahsen tanıyan biri olarak öncelikle belirteyim; yalnız dini konularda değil, Arapça, Farsça, Rumca ve Türkçeye mükemmel derecede hâkim, siyaset, felsefe, edebiyat konularında da söz sahibi, konuşurken ağzından bal akan, espritüel, gözlerinden zekâ pırıltıları fışkıran, sırası geldiğinde hiç sakınmadan, esirgemeden küfreden, kendinden emin, görünüşü ile uyumlu, gerçekten bilge biriydi. Ama dini konularda saçma sorular soranlara da yüz vermez, soranı azarlamaktan çekinmezdi. Her türlü haksızlığa karşı koyduğu tavırla yerel bürokratların çekindiği biriydi. Aynı zamanda eski başbakanlardan Hasan Saka’nın çok değer verdiği, Trabzon’a geldiğinde mutlaka tavla oynadığı yakın dostuydu.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Günaydın’ın yazdığı Cansız Hoca kitabından öğreniyoruz ki, o, bulunduğu her yerde etrafını saran insanlarla birlikte bir okul, bir ekol, bir ayaklı kütüphaneydi. Yaz ayları onu Trabzon Meydan Parkı’nda Atatürk heykelinin arkasındaki manolya ağacının altında, etrafında oluşan geniş bir halkanın ortasında insanlarla sohbet ederken görürdük. Onun okulu, üniversitesi orasıydı.

‘Ya gayri Müslim derse’
Bir sohbeti sırasında, onu yetiştiren ünlü Müderris Müslim Efendi’den birlikte ders aldıkları arkadaşı Kasım Kıroğlu’ndan söz edince heyecandan az kalsın kalbim duracaktı. Kasım Kıroğlu Çaykara’nın Paçan (Maraşlı) Köyü’nden ve benim ilk öğretmenim idi. Bizim Köyde ilk kez okul açıldığında, o değil de başka bir öğretmen gelseydi ne yapardık bilmem. Çünkü okula başlayan bizler Türkçe bilmiyorduk. Anadilimiz Rumcaydı. Kasım Kıroğlu da Rumca bildiği için bizimle kolay anlaştı ve bize Türkçe öğretti. Ama onun biz çocukları ve köylüyü etkileyen yanı öğretmenliğinden çok bilgeliğiydi.
Mehmet Günaydın’ın kitabında, hocaları Müderris Müslim Efendi’nin Mustafa Cansız ve Kasım Kıroğlu hakkında şöyle dediği yazılıdır:
Müslim Efendi bir gün Çaykara (Kadahor) sokağında yürürken, karşıdan gelen bir arkadaşına rastlar. Arkadaşı sorar:
“Efendi bir derdin mi var, ne düşünüyorsun?
“Evet, var.”
“Nedir?”
“Allah bana diyecek ki, Ya Müslim, sen Cansız Mustafa ile Kıroğlu Kasım’ı Müslüman yapamadın. Ben ne cevap vereceğim?”
Müslim Efendi bu konuşmayı yaparken arkadan gelmekte olan Kasım Kıroğlu’nun farkında değildi. Kıroğlu bu sitemi duyunca hocasına şöyle der:
“Efendi Hocam, ne biliyorsun Allah sana Müslim diyecek, ya gayri Müslim derse, o zaman ne diyeceksin?”
“Doğru ya,” der Müslim Efendi ve gülüşürler.

· CANSIZ HOCA
Mehmet Günaydın, Heyamola Yayınları, 2007, 244 sayfa, 12 YTL.

 

KAYNAKÇA: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=6358

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.