Ferman Gönül Dinlemez

0
635
blank

kelebek

İki hecedir dilimde, eyvah…
Gün, bütün gecedir…
Ürperip kurşun yemiş av gibi, son nefesi beklerim…Soğuyan vücudumu titreme alır…

Boz bulanık seller annesi bulutlar, döner başın üstünde…Yıldırımlar yoğun, şimşekler ışıksız…Tek damla düşmez, yetişmez solan bir çiçeğe

”Doğrulmak hevesimdir…”

Kanımla bir destan yazsam derim de, kan çanağı gözlerim, okuyamaz benden önce yazılmış destanları…

Anlarım ne kadarım…
Cüssem büzüşür, sesim üşür…Kesmez olur kılıçlarım…
Ve ölüm durur kapımda…
Bu kapı, doğunca açılmış gözyaşlı…
Son bulur bir melek görmek merakım da…
Ve Azrail (a.s) yaklaşır…
Hatırlamak kalır, önceyi…Mücadeleyi…
Gönül güç ister…
Dağları ufalayan, denizleri dizginleyen gücün hayali bile, çok işler becerir zannederim…
”Gönül güçlü vurmalı” der avunurum…
Oysa güç, bir bedene çok gelir çoğu zaman…
Yıkmaktan yapmaya uzayan yol, bir çift ökçeyi yer bitirir hemen…”Yolları yenmek, çok adımların işidir…” Artan, aynı yöne saran sağlam adımların işi…
Ferman güç dinlemez…
”Ferman gönül dinlemez…”
Ferman gönül dinlemeyince kurulur yüce yapı…
”Bölünmeler, bölüne bölüne küçülür…Kırgınlıklar, kırıla kırıla tükenir…”
O sıra ıslatır toprağı yağmur…
”Hasadın sonu bin berekettir…”
Ferman gönül dinlemeyince, serinler kumu çölün ve ateş, bahçesi olur gülün…
Gönül aşk ister…
Sanır ki, en bahşedilmez sevdalardan alırım kuvveti…
Sanır ki, kalbime kan veren aşktır…Vurdumduymaz eder insanı…Pervasız eder aşk ki, yeknesak…
”Aşk olsun yeter” deyip düşerim yanlışa…
Oysa kayba tahammül kalmamıştır…Çarçabuk bulmak zorundadır hedefi, hem yay hem ok yürek…
Ferman aşk beklemez…

”Ferman gönül dinlemez…”
Gönül yanlızlık ister…
Yürüyüp varmanın, büyüyüp tamamlanmanın iksiri yanlızlıkta sanki…

”Aslanlar yanlız gezer” der avunurum…
Unutup henüz aslan olmadığımı, pençemin nazikliğini…Düşünmem kükrememin nezaketini…

Oysa ne güçlüdür beraberlik…Hele, aynı ve tek ”bir” için birleşen, binleri deviren aslanlarsa…
Ferman yanlızlık istemez…
”Ferman gönül dinlemez…”
Ferman gönül dinlemeyince durulur dimdik ve yalçın…
”Ayrılıklar ayrıla ayrıla diyarımızdan, yükseliriz…”
Uzaklıklar uzak uzak kaybolunca…

O vakit kıskanır insanı melek…
”Gamın sonu gülmektir…”

Ferman gönül dinlemeyince serinler kumu çölün ve ateş, bahçesi olur gülün…

”Ferman gönül dinlemez…

Gönlümü bilen gönderir fermanı…Ondan, gönlüm ferman dinler…Yanlız o fermandır, gönlümün emrini demir gibi kesen…”

………İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hâkezâ şedit hissiyatlar, umur-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir. Şu münasebetle bir nokta hatıra gelmiş; söyleyeceğim. Şöyle ki:

Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için, bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılâp eder………….Mektubat/Dokuzuncu Mektup

Cihad Zafer / Mavera

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.