Sanatçı ile Gençlik Kolları Üyelerimiz arasında keyifli bir söyleşi yaşandı

Kolbastı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Kolbastı Ankara misketin bir parçasıdır.Trabzon ile bunun hiçbir alakası yoktur.Faroz ve Sotkalılar genelde İç Anadolu Bölgesinden Trabzon’a yerleştiği için burada da oynamaya devam ettiği için bize mal etmeye çalışıyorlar ama Karadeniz kültürü ile hiçbir alakası yoktur.

Sizin bir çok anınız vardır ama hatıralarınızda canlı kalan bir anınızı paylaşır mısınız?

Sayın Mesut YILMAZ’ ın Başbakan olduğu dönemde Trabzon da seçim döneminde Sayın Mesut Bey’inde olduğu milletvekilleri seçim söyleşisinde bende aralarındaydım kemençe çalıyorum onlara, bir ara Mesut Bey yanındakiyle konuşmaya başladı ben çalarken,bende onun konuştuğunu görünce çalmayı yarıda kestim ve Mesut Bey bana ‘’Ne güzel çalıyordunuz üstadım neden yarıda kestiniz’’dedi bende ‘’Sayın Başbakanım Siz konuşmayı bildiğiniz gibi dinlemeyi bilmiyorsunuz buyurun konuşmanıza devam edin’’dedim bana gerçek sanatçı budur dedi ve kusuruma bakmayın deyip devam etmemi istedi sonraki çalmalarımda da hiç ses dahi çıkarmadı ortamda, yani bunu anlatmamın nedeni;sanatçı bir sanatı icra ederken ona saygı duyulmalıdır.

Bir Çaykaralı olarak ‘’Of-Çaykara üstünlüğü’’ söylentisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Peygamber Efendimiz derki ‘’Bir Arabın Bedeviden bir Bedevinin Arap tan üstünlüğü yoktur.’’Bizde de bu böyledir,bir üstünlük hiçbir zaman olamaz,ama bir takılma olarak görürüm ben bunu, şimdi size bir anımı anlatayım biz zamanında Of a bağlı idik sonradan ayrıldık bazı Of ’lu arkadaşlarım takılır bana siz Of tan ayrıldığınız zaman Müslüman oldunuz diye bende evet biz sonradan Müslüman olduk peki siz ne zaman olacaksınız diye takılırım onlara…

Kemençenin dışında başka hangi çalgıları çalıyorsunuz?

Kemençenin dışında kaval,keman ve klavye çalarım.Ama asıl çalgım kemençe tabiki beni var eden odur.Keman çalışım kemençe çalmaktan oluşan parmak ve yay vurma kabiliyetiyle gelişti.

Yusuf Bey kemençe hep üç tellidir,dört telli kemençe sizden başka çalan yok,dört telli kemençeye geçiş nasıl oldu?

Kemençe ile ilgili hep arayış içinde idim,üç telli kemençe bana ne verdi dört telliye geçsem ne verir diye düşünürdüm,arabalar bile dört vitesten beş ve altıya geçmeye başladı bende dört telli kemençe ile kendi sitilimi buldum.şimdi kolaylıkla bir parçayı kısa perde aralıklarında çalabiliyorum.Bana bu sitille Yunanlılar değer veriyor ve heykelimi yaptılar,Yunan larda iki kemençecinin heykeli var biri ben diğeri de Stavridis ,yani bana oluşturduğum kendi stilimle Yunanlar değer veriyor ama kendi memleketim bana bu değeri vermiyor.

Karadeniz’in çok değerli kemençe üstadları var,Konyalı Hüseyin, Hüseyin Dilaver, Bahattin Çamurali, Biçoğlu Osman, Rizeli Sadık gibi, siz bunların arasında kendinizi nerde görüyorsunuz kemençe üstadı olarak?

Vereceğim cevap biraz tevazu gibi olacak ama bu bir gerçek onlar olmasa ben hiç olmayacaktım.kendi stilimi oluştururken Konyalı Hüseyin, Hüseyin Dilaver, Bahattin Çamurali, Biçoğlu Osman, Rizeli Sadık ezgilerinden esinlenerek oluşturdum.Yani ben bunu şöyle görürüm annem babam olmasaydı ben olmayacaktım bu kemençe üstadlarıda olmasa ben olmayacaktım belkide amatör bir kemençeci olacaktımkendi stilim olmayacatı.

Bu kültürü devam ettirebileceğine inandığınız alttan gelen kemençeci gençler var mı? Yani kemençesini çok beğendiğiniz benim gibi bunlarda ileride iz bırakacaklar dediğiniz biri var mı?

Yeni gelen kemençe sanatçılarının çoğunu beğeniyorum mesela Onay Şahin, Tahsin Terzi ,Mehmet Tak,Umut diye bir çocuk var bunlar benim öğrencilerimdir ve benden esinlenmişlerdir.Şimdi bu dediğim gençler parçaları o kadar kolay çıkarabiliyorlar ki mesela ben Bahattin Çamurali nin Papuçlarım Delindi Kumdan Giderim Kumdan parçasını 15 yılda çalabildim.