İnsanlar Niçin Farklıdır?

3
902
blank

insanAKIL, kalp, vicdan, korku, sevgi, iman gibi binlerce manevî hazine ile donatılmış insanoğlu, dünyayı paylaştığı diğer canlılar içerisinde maddî olarak dahi en mükemmel şekilde yaratılmıştır.

İnsanın apayrı bir nev olması, bazı temel özelliklerin, her ferdinde aynı olmasıyla mümkündür. Normalde, her insanda iki el, iki ayak, iki kulak, iki göz, tek burun, bir ağız vardır. Yapı itibariyle de bütün insanların organları aynıdır. Herkesin akciğeri, böbreği, kalbi, insan vücudunun hiç değişmeyen bir bölgesindedir. Bu birlik ve beraberlik ve birbirine benzemeklik, insanın yaratıcısının tek bir Allah olduğunun nihayetsiz delillerinden biridir. Tıp ilmi insanın bu özelliğinden dolayı ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Eğer insan vücudunun yapısında bu birlik mührü olmasaydı, her insan için ayrı bir tıp ilmi gerekecekti. Meselâ cerrahların insan organlarını elleriyle koymuş gibi bulmaları, mümkün olmayacaktı.

İnsanların müşterek özellikleri çok. Peki her bir insanın sadece kendisine mahsus olan, alâmet-i farika diyebileceğimiz ayırtedici özellikleri yok mu?

Cenâb-ı Hak bütün insanları müşterek özelliklerle yarattığı gibi, her bir insanı da sadece kendisine mahsus olan ayrı ayrı özelliklerle de donatmıştır. Meselâ her bir insanın yüzünün şekli sadece kendisine mahsustur ve kimseye benzemez. Ayrıca her bir insanın parmak izleri ve sesleri de ayrı ayrıdır, kimseye tam tamına benzemez. Bütün bunlar Yaratanın istediği gibi tasarruf ettiğine, ilminin ve kudretinin nihayetsiz olduğuna delildir.

İNSANLARIN simalarının ayrı ayrı olduğunu belirtmiştik. Bütün dünyayı dolaşsak yüzleri tamamen tıpatıp birbirine benzeyen iki kişiyi bulamayız. Aynı yumurta ikizlerinde bile birtakım farklı özellikler mevcuttur. Rum Sûresi’nin 22. âyeti bu hakikata işaret etmektedir.

Meâlen Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor; “O’nun âyetlerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin başka başka olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır.”

Bir an insanların, ikiz veya üçüzlerde olduğu gibi birbirine benzediğini düşünelim. Ne olurdu? İnsanlarda hukukun muhafazası neredeyse imkânsız olurdu. Suçlular, insanlann arasına karışır kimin suçlu olduğu asla bulunamazdı. Dairelerde memur, amir kavramı kalmazdı. Aile mahremiyeti tehlikeye girerdi. Sınıfında ikiz talebeleri olan öğretmenler, ne büyük problemlerin oluşacağını daha iyi tahmin edebilirler.

Rabbimizin, her insana farklı bir yüz şekli vermesi tâ Âdem (a.s.) zamanından kıyamete kadar gelmiş ve gelecek bütün insan fertlerinin yüz şekillerinin ilm-i ezelîsinde mahfuz olduğunu gösterir. Zira, yaratılan bütün simaları bir anda bir arada ve tek tek bilemeyen, hepsinin dışında bambaşka bir yüz yaratamaz.

Bir anatomi uzmanının ifadesine göre, parmak izleri tıpatıp birbirine benzeyen iki insanın olması için, ihtimal hesaplarına göre 4 trilyon yıl geçmesi gerekmektedir. Bu ise insanoğlunun ilk yaratıldığı andan bugüne geçen süre ile kıyas bile edilemeyecek kadar büyük bir zaman sürecidir. Kur’ân mucizevî âyetlerinden biriyle bu sırrı bin dört yüz seneden beri gözler önüne seriyor: “İnsan kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Aksine biz onun parmak uçlarını bile iade etmeye kadiriz.” (Kıyamet Sûresi, 3-4)

Her bir insanın şahsına mahsus özellikleri bu kadarla da kalmamaktadır. Meselâ adlî vak’alarda, suçludan geriye kalmış bir tek saç telini, değişik fizikî ve kimyevî analizlerden geçirip özel mikroskoplarda inceleyerek kime ait olduğunu bulmak mümkündür.

HER BİR İNSANIN dokularının moleküler yapısının tamamen insanın kendisine mahsus oluşu, hayretimizi daha da artırıyor. Herkes, bazı özelliklerini annesinden ve bazı özelliklerini de babasından alarak yaratılmıştır. Bu bakımdan insanların moleküler yapısı, yani proteinlerinin yapısı, annesinden ve babasından gelen maddelerin yepyeni bir kompozisyonu neticesi olarak, tamamen kendisine mahsus bir şekil alır. Kimya ile biraz alâkası olan bilir ki, canlıların temel maddelerinden birisi olan proteinler, tamamı 20 adet olan ve amino-asit adı verilen maddelerin değişik şekillerde birbirleri ile bağlanmalarından meydana gelir. Aminoasitlerin çok farklı imkânlarda tertiplenişinden dolayı, insanlarda protein yapısı sadece insan nev’ine mahsus değil, her bir şahsa, şahsın herbir organına, hatta insanın her bir hücresine mahsus olarak yaratılmıştır. Yani her bir insan proteinlerinin tertibi bakımından kesinlikle eşsizdir.

HER BİR İNSAN, ayrı siması, kendine mahsus ses tonu, parmak izi, bir tek saç teline, hatta hücrelerine, moleküllerine vanncaya kadar şahsına münhasırdır, yani emsalsizdir, hiç kimseye benzemeyecek özelliklerle yaratılmıştır. Bunların yanında huy, karakter, zekâ vs. gibi manevî yönden de benzersiz olarak yaratılmıştır. Kısaca, her bir insan apayrı bir kitap gibidir, eşi olmayan yepyeni bir eserdir. Böylesine benzersiz yaratılacak kadar önem verilen insanlar, ahirette de tek tek diriltilecekler, ayrı ayrı hesaba çekilecekler, dünyadaki davranışlarına göre de ya mükâfat görecekler veya cezaya lâyık olacaklardır.

Çünkü, bütün bu sanatlar, harikulâde işler, durmaksızın yenilenip tazelenmeler, en mükemmel şekilde var edilip, hayatların devam ettirilmesi, bunca eşsizlik ve benzersizlik, bunca kıymetli hazine bir daha dirilmemek üzere öldürülüp, zayi edilecek değildir. Bütün bu işleyişin, dünyaya gelip gitmelerin ciddi bir gayesi ve kaçınılmaz bir neticesi vardır ve insanı beklemektedir.

3 YORUMLAR

  1. ÖNSÖZ

    Bismillahirrahmanirrahim ALLAH CC.IN SELAMI VE BEREKETİ TÜM İNANANLARIN ÜZERİNE OLSUN..bu dosyadaki yazılar..bu zamana kadar aranıp ta ulaşılamayan.canlıların yapıları.,vücut,ruh(nefis+şuur) akıl,düşünce.ölüm ve ötesini açıklayan bilgiler içermektedir.doğruluğu kesindir.en basit bir hataya yer yoktur.tam olarak gerçektir.sır perdesi aralanmıştır.bu bilgilerin doğruluğunda en basit bile olsa kuşkuya kapılanlar,,kaynak olarak yalnızca KUAN-I KERİM VE HADİSLERDE araştırsınlar.zorluk çekmeden bulacaklardır.çünkü harici kaynaklar,doğrudan bilgiye ulaşılamadığından ya eksik yada hatalı.bu bilgilere yalnızca ALLAH cc.ın izni ve öğretmesiyle ulaşılabilir.herkesten tek istediğim,bir an önce bu bilgilerin tüm insanlığa bir an önce kazandırılması.,insanların eksik ve yanlış bilgilerden kurtarılması. Saygılarımla.
    Yanıtlarınız hakkında
    [email protected]
    [email protected]
    bu yazıya google den
    kiyamet ve insan yapısı Kenan Deriner den ulaşılabilir

    ———————————————— ————————– RUH VE İNSAN YAPISI
    __________________________________________________________

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
    (BESMELE-İ ŞERİFE VARLKIK ALEMİNİN EN ŞEREFLİ VE EN DURU TEK KELİMESİDİR)

    Saygı ve selamlarımı sunarım..Değerli kardeşlerim,burada açıklamağa çalışacağım konu,insanlık aleminin sürekli merak ettiği,araştırdığı ama bir türlü gerçek anlamda açıklığa kavuşturamadığı ,CANLILARIN YAPI BÜTÜNLÜĞÜ ve RUH bilgisidir.
    Bu bilgiler şüphesiz,,okumakla,araştırılmakla öğrenilebilecek bilgiler değildir..Bu bilgilere ancak ALLAH cc.ın öğretmesiyle,ulaşılabilir.
    Böylesine gizemli ve hassas bilgileri,, kendimde yazmak zorunluluğunu duymamdaki amaç,bu konularda EKSİK ve TUTARSIZ bilgilerle insanların avutuluyor olmaları.
    Bunları vurgulayan kişiler bilgili kişiler,,Alim kişiler..Ama bu konuda bilgileri yetersiz..Yetersiz bilgilerle anlatım,temelsiz bina yapmaktan da kötüdür..
    Büyük İslam alimlerimiz,,düşünürlerimiz bu bilgileri algılayabilmişler.ama anlatamamışlar.
    Bu zamana kadar ulaşılamayan bilgiyi sen nasıl ulaşabildin? Sorusu akıllara gelecektir..Haklı bir soru olacaktır.Çünki KURAN-I KERİM de,,RUH konusunda,, insanlara çok az bilgi verildiği bildiriliyor.Bu konuda bilgi verilmemesi normal..Verilmiş olsaydı, geçmişteki insanlardan ,bunun bilincine kaç kişi ulaşabilirdi ve bu bilgilerini nasıl açıklayabilirlerdi.?Ben söyleyeyim.Ne bilen açıklayabilirdi,,nede dinleyen anlayabilirdi..Ama bu gün için durum başka..İlim sahibi bir düşünür,anlatacaklarımı anlamakta,kabullenmekte hiç zorluk çekmeyecektir..Ama kişinin bunu anlayabilmesi için önce ön yargılardan kurtulması gerekir.
    Örneğin..Bu bilgi giz’dir..İnsanlık bu bilgilere ulaşamaz..ALLAH CC.bu bilgileri vermemiştir..PEYGAMBER (sav)EFENDİMİZ ) BU KONUDA AÇIKLAMA YAPMAMIŞTIR..Alimler bu konulara fazla girmemişlerdir,veya ben bu konuda herkesten çok biliyorum.vb.gibi önyargılar..Herkes bilmediklerinin cahilidir..
    Mülk yalnızca ALLAH cc.ındır..onun gücü her şeye yeter..İlminden de,dilediği kullarına,dilediği kadar verir..Kime ne ilim vereceğini de,yalnızca mülkün sahibi olan ALLAH cc. bilir..Alemlerin rabbi,her şeye gücü yeten ALLAH cc.ben aciz kulunu da, KIYAMET,İNSAN YAPISI ve RUH bilgileriyle bilinçlendirerek mükafatlandırdı..ELHAMDÜLİLLAH. Böyle bir şey olamaz diyerek karşı koymak.,Gerçeği inkar etmekten başka bir şeye yaramaz..
    Değerli kardeşlerim.,ALLAH cc.,İNSAN YAPISI ve RUH konusunda,insanlara çok az bilgi verilmiştir buyuruyor..Verilmeyecektir diye bir şey söz konusu değildir.Aslında KURAN-I KERİM de bu bilgiler yeterince açıklanmış.KURAN-I KERİM deki bu açıklamalar,günümüz bilgileriyle bütünleştirildiğinde,,İNSAN YAPISI ve RUH bilgisine ulaşabilmek için alim olmağa da gerek yok..
    Değerli kardeşlerim.İNŞALLAH ;ALLAH cc.ın,,bana öğrenmeyi nasip ettiği bilgileri aktarmağa çalışacağım..Geriye KURAN-I KERİM ve HADİSLER ve GÜNÜMÜZ BİLİNCİYLE,yazacaklarımın doğruluğunu kabullenmek kalıyor..
    İNSAN 3 YAPIYLA BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUYOR

    1.. .VÜCUT
    2.. NEFİS (ENERJİ BEDEN)
    3..ŞUUR (CAN)
    CANLI OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ İNSAN’’ın bu dünyada varlığını sürdürebilmesi için bu üç yapının bütünlüğüne ihtiyaç vardır.
    1..vücut
    DÜNYA maddelerinden oluşmuştur..Normal koşullarda;yaşam ,baba da embriyo olarak başlamış,annenin yumurtasıyla bütünleşerek,insanlığa ilk adım atılmış,rahimde de şekillenmiştir.
    Bu oluşum değişik şekillerde de olsa,tüm canlılar için aynıdır..Yapı itibariyle,canlı türler arasında hiçbir ayrıcalık yoktur.Basit anlatımla,İNSAN NASIL BİR YAPIYA SAHİPSE,,bir maymun,bir köpek,bir yılan,bir sinek ve benzerleri aynı yapıya sahiptirler.Bunlara gözle görülmeyen canlıları da ilave edebiliriz.(Bitki türleri de dahil)
    CANLI denildiğinde,,kendisinde şu üç yapı kesinlikle vardır.VÜCUT+NEFİS+ŞUUR
    (Yaşamın sırları gökyüzüne işlenmiş olarak gizlidir)
    Şayet gökyüzü karışık durumlardan arınsaydı ve insanlar o gizleri görebilselerdi,canlıların nasıl şekillendiklerini kolayca anlayabilirlerdi..

    2..NEFİS
    VÜCUT bütünlüğümüzün eş değeri,evrenin ÖZ SİNYALLERİ dir.Vücudun gelişip,şekillenip,oluşmasıyla,orantılı olarak,gelişimini sürdürür,Baba da embriyonun oluşmasıyla başlayan bu yapı DEĞİŞİMİNİ VÜCUTTAN AYRILINCAYA KADAR SÜRDÜRÜR..Yani ÖLÜM dediğimiz büyük ayrılış oluncaya kadar.
    Not.(Aslında bu yapının değişimi,,inananlar için,,ölümden sonra da devam eder..İmansız göçenler için değişim,büyük ayrılıkla son bulur ki bunlar SIRAT a sokulmadan,doğrudan cehenneme atılanlardır.Bunlar içlerinde zerre kadar iman oluşmamış insanlardır.İçlerinde zerre miktarı iman bulunanlar SIRAT a girecekler,Oradan cehenneme alınacaklar,temizleninceye kadar,cehennemde kalacaklardır.)
    KONUMUZ İNSAN. .Bu nedenle hayvan ve bitki türlerini karıştırmayayım.
    Yapısal olarak; Hayvan ve Bitkilerle aynı yapıya sahip olan insanın,,Hayvan ve Bitkilerden ayrıcalığı nedir?YAPISAL OLARAK hiçbir ayrıcalığı yok.AMA YAŞAMSAL OLARAK AYRICALIĞI VAR.Bunu ALLAH cc. bizlere şöyle bildiriyor

    (BEN İNSANLARI VE CİNLERİ BANA İBADET ETSİNLER DİYE YARATTIM)
    Konumuz insan olduğu ve insanında ibadet etmesi için yaratılmış olması,,ortaya din’i getirtiyor..
    Din ise,,bizim nasıl ibadet etmemiz gerektiğini anlatan bilgilerdir..İbadetin amacı da,,yaratıcıyı tanımak,nefsimizi,bize verilen ŞUUR emanetinin barınabileceği bir yapıya dönüştürerek,,yaratana ulaşabilmektir.
    Din bilimi,kişilerin kendi düşünceleriyle ulaşılamayacak bilgiler olduğundan,,ALLAH cc.insanlardan elçiler tayin etmiş,onların aracılığıyla,insanlar bilinçlendirilmiş,insanların nasıl yaşamaları gerektiği,,nasıl yaratıcıya ulaşabilecekleri öğretilmiştir..
    İnsanlar bu öğretilere uymakla,,yaşantılarını bu öğretiler doğrultusunda sürdürmekle,NEFİSLERİNİ,,ŞUUR’’un barınabileceği bir yapıya dönüştürmekteler.
    NEFİS (ENERJİ BEDEN),, OLUŞUMDAN İTİBAREN VÜCUTLA BİRLİKTE GEÇİRDİĞİ TÜM YAŞANTININ KENDİSİNDE KAYITLI OLAN YAPIDIR.
    BEYİN’’in hafıza deposu olduğunu savunanlar,tam bir yanılgı içindedirler.Beyin,,vücutla ,şuur arasında bağlantıyı kuran,vücut ve nefis’’in ihtiyaçlarının karşılanmasını ve daha birçok fonksiyonların yerine getirilmesini sağlayan.bir motor,bir kumanda merkezidir.Ama bir hafıza deposu asla değildir.
    Basit bir açıklama;,KURAN-I KERİMDE bildirildiğine göre,kişi kendi yaşantısına,kendisi şahitlik yapacak.
    Benzetmedir.Vücudunu kamera,NEFİSİ de CD olarak kabul edersek,çek,,çek doldur.Sonra çıkar CD yi,tak bilgisayara,,geç karşısına seyret..ÇEKİM YAPARKEN senin o anlarda farkına varmadığın görüntüleri bile orada göreceksin..
    Dikkat edilirse,teknoloji ve bilim,ister istemez,KURAN-I KERİME,,DİN’’e hizmet etmekte..
    NEFİS’’in yapısal oluşumuna gelince,,bu bilgiler,KURAN-I KERİM VE
    HADİSLERLE yeterince açıklanmıştır..Önerildiğin gibi yaşarsan,mükafatlandırılacaksın..
    MEN edildiğin gibi yaşarsan CEZALANDIRILACAKSIN..
    Bu yapının oluşumuna örnek,,GECE ile GÜNDÜZ gibidir..İnkar seçilip,önerildiği gibi yaşanmazsa,o NEFİS ,,mehtapsız bir gecenin karanlığı gibi,karanlık bir yapıya dönüşür..Karanlık bir gece.,siyah bir kömür.bu yapıyla aynıdır.Böyle bir yapı oluşturan kişi,sırat’’a bile sokulmadan,CEHENNEME ATILIR’’Kİ,,bunun için arınma yoktur..Arınma olmazsa,,CEHENNEMDEN ÇIKIŞ ta yoktur..O sonsuza dek azaptadır,o nefis te,ŞUUR’’un içinde barınabileceği yapı oluşamayacağından.,sonsuza dek ayrılıktadır..Bu kayıp,kayıpların en büyüğü ve en dehşetlisidir..
    İNANANLAR İÇİN,,sırat’’a giriş vardır.(Kişinin NEFSİNDE oluşturduğu ışığa veya NUR’’a İMAN DERSEK)..KİŞİ sırata girdiğinde,ALLAH cc. ile bağlantı oluşacak..ALLAH cc. onu imanının gücü kadar sıratta yol aldıracak.İmanın bittiği yerden,ŞUUR’’un barınabileceği yapı oluşuncaya kadar,,arındırılmak üzere kişi CEHENNEME alınacak..
    Şunu hatırlatmakta yarar var.Kişi ben günahkar da olsam cehenneme girer,bir süre azap çeker,arınır cehennemden çıkar.ŞUURUMLA bütünleşir,CENNETE girerim diye düşünürse,kendini büyük bir tehlikeye atmış olur..Kaldı ki,CEHENNEM O kişi için sonsuzluk yurdu gibidir.Gerçek anlamda o sonsuzluktadır.Orada ne zamana kadar arınacağını,cehennemden çıkabileceğini veya çıkamayacağını bilemez.kişi hiç azap görmeyecek bile olsa, ŞUUR’’un kendisinden alınması,hele bunun sonsuza kadar sürebileceğini düşünmesi,O kişiye AZAP olarak yeter de artar.
    Kişi YASAKLARDAN sakındığı zaman,,GÜNAH işlemediği zaman,NEFİS’’i kararmaz..ALLAH cc.ın ibadet et emrine uyarak,ALLAH cc.ın bildirisi doğrultusunda yaşamını sürdürürse,,Yaptığı ibadet kadar NEFİS i aydınlanmağa başlar.Oluşan iman zerre kadar küçük te olsa o kişinin sırata girmesine yeter.
    KİŞİ GÜNAHLARDAN KAÇINDIĞI,,ibadete devam ettiği sürece,NEFİS aydınlanmağa devam eder.KARANLIK GECENİN,AYDINLIĞA DÖNÜŞMESİ ÖRNEĞİ gibi..
    Kişilerdeki iman,,yaptığı amellere göredir.örneğin,karanlıkta ilerleyen bir kişinin elinde bir kibrit var.diğerinde mum,diğerinde fener,her birinin alacağı yol elbette bir olmayacaktır.
    KİŞİ ebedi mutluğa ulaşmak istiyorsa,,NEFSİNİ aydınlatmalıdır ki,karanlıkta kalmasın,.İmanını bütünleştirsin ki ALLAH cc. onu sırattan geçirsin..Kurtuluşa eriştirdiği kullarından eylesin..
    Ne mutlu o insana ki,,niçin yaratıldığının bilincine varmış.NEFİSİNİ İBADETLE AYDINLATMIŞ,,NUR’A DÖNÜŞTÜRMÜŞ VE ŞUUR’’UN BARINABİLECEĞİ YAPIYI OLUŞTURMAYI BAŞARMIŞ..Ne mutlu böyle bir kul’’a ki,,artık onda ne cehennem korkusu var,ne cennet sevdası..Ona mutlulukların en büyüğü var,,Ona,alemlere rahmet olarak gönderilen,son peygamber .HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA sav EFENDİMİZİN ŞEFAATİ VAR.ona ALLAH-U TEALA NIN CEMALİNE BAKMAK VAR..
    Değerli kardeşlerim.Nefis in şekillenmesi,beyin aracılığıyla oluşturulan düşüncenin NEFİS e aktarılmasıyla gerçekleşir..Sürekli olarak BEYİN,,NEFİSTEN aldıklarını VÜCUDA aktarır.,VÜCUTTAN aldıklarını da NEFİS’’E aktarır..BEYİN’’İN görevi saymakla bitirilemez.Bizim bilmemiz gereken.,BEYİN’’in hafıza deposu olmadığı,,VÜCUT ve NEFİS arasında iletişimi gerçekleştiren bir organ olduğudur.BU nedenle BEYİN fonksiyonları iyi çalışmayan,sinir sistemleri arızalı olan kişiler,,İBADETTEN SORUMLU TUTULMAMAKTALAR..Nedeni bu tür kişilerin,NEFİS ve VÜCUT arasıdaki bağlantıyı sağlıklı gerçekleştirememeleridir..DÜŞÜNCE dediğimiz olguyu bilinçli oluşturamıyor olmalarıdır.Demek ki BEYİN’’in en önemli görevlerinden biride,,düşünce dediğimiz olguyu oluşturmak..Oluşturulan bu düşünce olgusunu,,gerektiğinde vücuda aktarmak..Gerektiğinde de NEFİS’’e aktarmaktır..Buradan şu anlamı da çıkarabiliriz..DİN bizlere,,DÜŞÜNCE OLGUMUZU nasıl oluşturmamız gerektiğini öğreten BİLGİLER bütünüdür.
    BEYİN sadece, NEFİS’’in vücutla birlikte olduğu zaman önemli bir organdır..
    BEYİN hafıza deposu olmuş olsaydı,,UYKUDA veya ÖLÜMDE nefisle birlikte vücuttan ayrılması gerekirdi..Konu yazdıkça derinleşir.burada amaç insan yapısını öz ve net biçimde anlatabilmektir..Samimiyetle bu bilgilerin doğruluğunu araştırmak isteyen kişiler,KURAN-I KERİM ve HADİSLERİN dışına çıkmadan araştırmalarını yapsınlar.Şunu da rica ediyorum.NEFİS (ENERJİ BEDEN) etkileniş ve şekilleniş durumlarına göre parçalanmasın.Nasıl ki vücut,organlara göre parçalanarak anlatılamazsa,,Vücut;; kol,bacak,kafa vb.diye tanımlanamazsa,NEFİSTE aynı şekilde parçalanamaz.Çünkü ,,maddesel bedeni nasıl bir bütün olarak biliyorsak,enerji bedenide aynı şekilde bilmek.kabullenmek zorundayız…GERÇEK BİLGİ BÖYLEDİR.Bunun dışındaki anlatımlar,sadece ALGILAMA ve TEORİDİR.Temelleri yoktur..

    3… ŞUUR ( CAN)
    Üçüncü yapı olan ŞUUR,,vücut ve nefisten bağımsız,özgür bir yapıdır..NEFİS’’in içinde yerleşiktir.
    ŞUUR bir öz’dür.NUR’’dur..ALLAH cc.ın BİZ ONA RUHUMUZDAN ÜFÜRDÜK..ayeti kerimesiyle bildirilen yapıdır.ALLAH cc.tan bir NEFES tir..YAŞAMIN TÜM FONKSİYONLARINI İÇİNDE BARINDIRAN YAPIDIR.,BİLENDİR,,GÖRENDİR,,DUYANDIR,O YAPI TÜM CANLILARA.. ESMA-ÜL HÜSNA yı içinde barındıran,,ALLAH cc.ın verdiği BİR EMANETTİR.
    ŞUUR için azap veya mükafat söz konusu değildir.O yaşamın kaynağıdır..
    ŞUURSUZ canlılık düşünülemez…
    ŞUUR SAHİBİ OLAN HER ŞEY CANLIDIR..VE HER CANLIDA DA DÜŞÜNCE OLGUSU VARDIR.
    TEKRAR VURGULUYORUM..İNSAN VE CİN’’İN diğer canlılardan tek ayrıcalığı,İNSAN VE CİN’’İN İBADETLE YÜKÜMLÜ olmalarıdır..
    İNSAN VE CİN’’İN dışındaki canlılar için şu kadarını söyleyebilirim..DÜNYA,
    AHIRETİN ekin tarlasıdır..Hiçbir canlı amaçsız yaratılmamıştır.HER CANLININ BİR ÖLÜMÜ VE BİR GÖÇ’’Ü VARDIR..
    İNSAN VE CİNLER dışında kalan canlılar için azap veya mükafat söz konusu değil..Ama bu canlıların,,CENNET VE CEHENNEMDE hizmet etmeyeceklerini de kimse iddia edemez..Aksini iddia edecek olan kişiler,ilimlerini araştırsınlar..Kaynakta şüphesiz.,KURAN-I KERİM VE HADİSLER OLMALIDIR..
    UYKU dediğimiz küçük ayrılış anında ve ÖLÜM dediğimiz büyük ayrılış anında,,NEFİS VE ŞUUR vücuttan birlikte ayrılırlar..NEFİS VE ŞUUR ikilisinin bütünlüğüne RUH diyoruz.
    UYKUYA giriş anında RUH, KALPTEN çıkarak vücudu terk eder..Ama kalp çalıştığı sürece aradaki bağlantı kopmaz. Uyku anında RUH gider başka bir boyutta yaşamını sürdürür..BİLİNÇ DÜZEYİ TAMDIR..normal yaşamda ki bilinç düzeyiyle kıyaslanamayacak kadar yüksektir..Ayıklılık anına geçerken.,RUH ,,KALPTEN ÇİKTIĞI GİBİ,,YİNE KALPTEN İÇERİYE GİREREK VÜCUDA DAĞILIR..Bu dağılış tamamlanıncaya kadar,hakimiyet RUHTADIR..Bütünleşme tamamlandığında,,KUMANDA,,RUH’’UN O YAŞANTISINI VÜCUDA AKTARABİLMESİ,,VÜCUTTA AYIKLIĞIN OLUŞABİLMESİ İÇİN,BEYİN’’E geçer..RUH’UN uykudaki yaşantısını,BEYİN ya algılayamaz,ya az algılar,yada karıştırarak vücuda aktarır..Çok enderde olsa, RUHUN RÜYADAKİ YAŞANTISI,,en küçük ayrıntılarına kadar,BEYİN tarafından algılanarak vücuda aktarılır..Kişi uyandıktan sonra ayıklığını devam ettirirse,vücutsal ve ruhsal olarak o yaşantı veya bilgi insanda kalır..hemen uykuya dalarsa,çoğunlukla,o rüyayı anımsayamaz.
    Birde sahih dediğimiz,,GERÇEK VE NET RÜYALAR VARDIR.bu rüyaların kaynağı,uyanıklıktan,uykuya geçiş anındadır..
    (UYKUYLA,UYANIKLIK ARASINDA ÖYLE BİR BÖLÜM VARDIR Kİ,,İLAHİYAT İLMİNİ İÇERİR..ÇOK KISA OLAN O BÖLÜMDEN GEÇERKEN,,İNSANIN GÖRDÜKLERİ, DUYDUKLARI TAMAMEN DOĞRUDUR..ONLAR TAMAMEN İLAHİYAT İLMİNİN DOĞRU BİLGİLERİDİR..)
    Bu anlatımdan çıkarılması gereken önemli bir bilgi daha var.NEFİS’’İN rüyalardan da doğrudan ETKİLENDİĞİDİR..ve çoğu rüyalar yaşantımızla,düşüncelerimizle doğru orantılıdır,İstemlerimiz doğrultusundadır.
    ÖLÜM DEDİĞİMİZ,,BÜYÜK AYRILIK,KALP’’İN DURMASIYLA,RUH’’UN ,VÜCUDU TERKETMESİ HALİDİR..
    RUH VÜCUTTAN AYRILDIĞINDA BİLİÇ DÜZEYİ TAMDIR.Öyle ki.ölüm anı yaklaştığında,vücut istemleri yavaşladığında,kişi giz olarak kabul ettiğimiz gerçekleri,dünya gözüyle gördüğü gibi görür..Öyle ki,kişi kendi amellerinin ne olduğunu,gideceği yeri bilir.hesap görmekte,kendi kendine yetmiştir.,Kişi o anda geri dönüp te gördüklerini tam olarak algılayıp anlatabilseydi,nasıl olurdu değimli.?
    İNSAN OLMANIN VE SORUMLU TUTULDUĞUNUN BİLİNCİNDE OLARAK,,YAŞANTISINI DİN’’İN EMİRLERİNİ UYGULAYARAK GEÇİREN İNSANLAR İÇİN,KORKU VE AYRILIK YOK.onlar mahzun da olmayacaklardır.Çünkü onlar görevlerinin bilincinde yaşamışlar,,NEFİSLERİNİ terbiye ederek,NUR’’A dönüştürebilmek için çalışmışlar,NUR olan ŞUUR’’UN barınabileceği bir yapıyı oluşturmayı başarabilmişlerdir.NUR’’U,,NUR İLE BÜTÜNLEŞTİREBİLMEYİ BAŞARABİLMİŞLERDİR..
    Diğerlerine gelince,,ALLAH CC. inananları korusun..TAM BİR İMANSIZSA,yukarıda da belirttiğim gibi,,zifiri karanlık gibi bir NEFİS le cehenneme atılacak,,o karanlık yapıya layık olmayan ŞUUR ondan alınacak,ve o kişi için pişmanlık,hasret ve azap başlamış olacak..ARTIK O KİŞİNİN SESSİZ VE ÇARESİZ OLARAK AZABA KATLANMAKTAN BAŞKA YAPACAĞI BİRŞEY KALMAYACAK..
    ORADA ÖLÜMDE YOKKİ ÖLÜP KURTULABİLME ŞANSI OLSUN.Orada sonsuzluk ve sonsuz azap var..
    Sıratı geçemeyecek kadar imanları olanları,,ALLAH CC.imanlarının güçleri kadar sıratta ilerletecek,imanın gücü bittiği yerden cehenneme alınacaklar..
    Arkalarında hayırlı evlat,,hayırlı nam bırakan.buna rağmen günahı ağır basıp ta cehenneme alınan kişiler,arkadan yapılan hayır dualarla daha çabuk arınabileceklerdir.Bundan şöyle bir anlamda çıkıyor.İMANLA ÖLMÜŞ BİR İNSANIN NEFSİ,,arkadan gönderilen hayır dualarla değişimini sürdürebilmekte,YA ARINIŞI HIZLANMAKTA,YADA NUR’’U GÜÇLENEREK,,MERTEBESİ FAZLALAŞMAKTA..Şunu çok iyi bilmek gerekiyor.EN GEÇERLİ İBADET KİŞİNİN YAŞANTISINDA YAPMIŞ OLDUĞU İBADETİDİR.
    Hani şöyle ata sözlerimiz vardır.ELDEN GELEN ÖĞÜN OLMAZ.ODA VAKTİNDE BULUNMAZ..
    Bu konuda çevremize bir bakacak olursak,ölülerimiz için ne yapabildiğimizi görürüz..Çoğunlukta hiçbir şey yapmıyoruzdur.Bir şeyler yapmağa çalıştığımızı varsayalım. Oda beş,,on ,,yirmi,elli,yüz sene olsun.AHİRET alemi için bu zaman nedir ki,bir saat’’mı? Bir gün’’mü..peki ya sonrası.?..
    BİZLERDEN ÖNCE bu dünyadan imanla göçenler.,beklide bizlerden çok şanslılar..Hiç olmazsa arkalarından hayır dua edenleri bulunanlar olabilir..Peki bundan sonrakiler ne yapacaklar..Farkında olmasak ta,,inanmakta zorluk çeksek te,,bizler kaçınılmaz SON’’U,,KIYAMETİ yaşıyoruz.
    (KIYAMET GÜNÜ GELMİŞTİR..ZAMANI HESAPLAMAK,,OLUŞACAĞI GÜNÜ BİLMEK ANLAMSIZ.ZAMAN BİRİMİ ARTIK SON BULMUŞTUR.KIYAMET GÜNÜNÜN OLUŞUMU HER AN BEKLENMELİDİR)
    Değerli kardeşlerim..Kıyamet olayı hemen olup bitiverecek bir olay değildir.
    Bizler şu anda kopmuş olan kıyametin evrelerini yaşıyoruz.Geleceği bilen yalnızca ALLAH cc.tır..acizane bilgimizle.biraz daha yaşamağa devam edeceğiz galiba.Çünkü ileride,oldukça yakın gelecekte,,insanlığa çok zorlu sınavlar bekliyor..SAVAŞLAR.,YOKLUKLAR,,AÇLIK ,,SEFALET..VB..olaylar..
    SONUNDA DA İBADET KAPILARI KAPANACAK..Bunları anlatmamın nedeni,,şu anda yaşayan insanların çok şanslı olduklarını.kurtuluşa ulaşabilme olanaklarının çok yüksek oluşudur.
    Kurtuluş reçetesi bir namaz hocası ve bir ilmihalin içinde.AMENTÜYÜ VE İSLAMIN BEŞ ŞARTINI ÖĞREN..GÜCÜN ORANINCA ÖĞRENDİKLERİNİ TATBİK ET.ÇOKÇA SEYYİDÜL İSTİĞFAR-I VE AYETÜL KÜRSİYİ OKUMAYIDA İHMAL ETME.
    (Günahlardan ibadetle arınılır..İBADET NUR’’U gönüllerde doğmalı,,gerçek aydınlık oluşturulmalıdır.Gerçek yaşam,KALP NUR’’UNUN aydınlığında görülebilen yaşamdır..HERKES İLAHİYAT NURUNU OLUŞTURMAĞA GÜÇ YETİŞTİREMEZ.ilahiyat NUR’’UNU oluşturamayanlar,inançla ibadetlerine devam etmelidirler.)
    (Kelime-i şehadet çocuklar için,bir müjdedir.Bir kurtuluştur.)
    (İnsanlar en az kelime-i şehadet le kurtuluşu aramalıdırlar)
    (Bu zaman öyle bir zamandır ki,,günde bir vakit namaz kılabilenlere ne mutlu.,Günde iki vakit namaz kılabilenler ise kurtuluşa erebilmişlerdir..)
    Not..mümin kardeşim..buradaki bir veya iki vakit namaz seni yanıltmasın..Ben bizlere beş vakit namazın farz olduğunu biliyorum..Belki bu bilgi,,günümüz koşullarında,,gerçekten zor durumda kalanlar içindir..Ve böyle kişiler aramızda çok..Sabah namazına engel yok..gece geldiğinde de yatsı ve arkasından kazalara da engel yok..Sen yine de nefisine danış..
    Konu yazdıkça derinleşiyor.Son olarak şu bilgiyi tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum..sırattan cehenneme alınanlardan da,ŞUUR alınıyor..NEFİS CEHENNEMDE arındıktan ,ŞUUR’’UN barınabileceği yapıya geldikten sonra,ŞUUR kendisine iade ediliyor.cehennemden çıkarılıyor..
    Doğruyu bilen yanlıca ALLAH cc.tır..Ben sadece bana öğrenmek nasip olan bilgileri,,nasibi olanlara aktarmağa çalışıyorum..
    Bu yazmış olduğum bilgilerin,bu zamana kadar böylesine açık ve net anlatılmadığının bilincindeyim..Basit bir kelime hatasına bile yer olmayan bilgidir bunlar..ALLAH cc.ın izniyle,,bu bilgilerin doğruluğundan kesin emin olduğum için böylesine rahat yazabiliyorum..Bu bilgilerin doğruluğundan emin olmasam veya en basit bir şüphem olsa,,değil yazmak..düşünmekten bile kaçarım..Benim bu yazdıklarımdan,dünyalık bir çıkar beklediğim yok..AHIRETTE ise,insanların bana verebilecekleri hiçbir şey yok..Bir art niyetli,bir mecnun da bunları yazamaz..AHIRETİ yakinen tanıyan.,bilen, inançlı bir insan da,,bu konuda kesin ilmi yoksa,,ALLAH cc.tan,,sonsuz ebedi cehennem azabından korkar.yazamaz..
    Buna bir örnekle sonuçlandırayım..kendilerinde,ALLAH cc. tan bir ilim verilmediği halde,toplama bilgilerle kitaplar yazarak para kazanan insanlar için söylen sözleri yazayım..
    (Kendilerine,,doğrudan ALLAH cc.tan bilgi verilmediği halde,,ALLAH cc.ın ilmini parselleyip,,parselleyip satıyorlar..Bundan dünyalık çıkar elde ediyorlar.)
    Sanırım bu son bilgi,,inançlı insan için,kendisinde doğruluğu kesin olmayan bir bilgiyi yazmanın ne kadar tehlikeli olduğunu, anlatmakta yeterlidir..
    Tekrar yazıyorum..Canlılar arasında yapısal hiçbir ayrıcalık yoktur.Hepsinin vücudu vardır,,nefis’’i vardır.şuur’’u vardır..ve her vücutta beyin vardır.Beyin’’i olan da aklını kullanır..Canlı istese de istemese de yaşam sürdüğü sürece,,vücut ve nefis arasındaki iletişim..KESİNTİSİZ devam eder,Normal yaşantımızda çoğunlukla aklımızı kullandığımızın farkında bile olmayız.Ancak ihtiyaç anında bilinçli olarak aklımızı kullanarak,,ihtiyaca yönelik DÜŞÜNCEYİ oluşturarak,,sonuca ulaşırız..
    Aklı olamayanın,,din’’i de olmazmış..deniyor..Çok doğru..Ama bu canlının hiç aklı yok anlamına gelemez..İnsan bir şekilde özürlüdür..AKILINI yeterli kullanamıyor,,gerekli olan düşünceyi oluşturamıyordur..Bunu şu şekilde açıklayabiliriz..ÖZÜR’Ü NEDENİYLE AKIL’’INI YETERLİ KULLANAMAYAN..SAĞLIKLI DÜŞÜNCEYİ OLUŞTURAMAYAN..

    Değerli kardeşlerim..HER CANLI,, ŞUUR (CAN) SAHİBİ VARLIKTIR..HER ŞUUR SAHİBİNDE AKIL VARDIR..HER AKILI OLAN DA DÜŞÜNÜR..BU anlattıklarıma karşı çıkmak,ya bilgi yetersizliğinden,yada eksik veya yanlış öğrenimden kaynaklanır.ALLAH cc. HAZRETLERİ canlılardaki BEYİN’İ süs olsun diye yaratmamıştır..Beyin bizde hangi görevleri görüyorsa,diğer canlılarda da aynı görevi görüyor.Yapısal olarak,,bir maymunla bir sineği eşit kabul etmek,,insanı aşağılamaz..;İnsan bir tek şekilde kendini aşağılık kılar..Oda YARATILIŞ AMACINI ÖNEMSEMEMEKLE,,DİNİN EMİRLERİNİ UYGULAMAYIP,MEN EDİLENİ YAPMAKLA..
    Ben şimdi şunu söylesem..Bir insanı,bir maymunu, parçalayın..insanda olup ta.,maymunda olmayan eksikliği bana buluverin desem.,bana şunu söyleyeceğinizden eminim..BULAMADIK..Ama sizin arayıp ta bulamadığınızı KURAN-I KERİM net olarak açıklıyor..(BEN İNSANLARI VE CİNLERİ BANA İBADET ETSİNLER DİYE YARATTIM)..Benim anlayamadığım konu,,diğer canlıların akıllı olup olmadıkları,bizi neden ilgilendirsin ki..İnsan olarak, biz kendimizden ve çevremizden sorumluyuz..
    Beni en çok üzen konulardan birisi,,NEFİS’’in parçalanması ..ALLAH cc.rızası için,,VELİLER,ALİMLER,,KURAN-I KERİM İ,HADİSLERİ iyi bilenler.,araştırın KURAN-I KERİM İ VE HADİSLERİ,,NEFİS’İ parçalayıp ta anlatan bilgilere rastlayabilecek misiniz.?.Ben cahil halimle yanıt vereyim..RASTLAYAMAZSINIZ..
    ALİMLERİMİZ VELİLERİMİZ hissettiklerini anlatmaya çalışmışlar..BİLDİKLERİNİ DEĞİL..
    Bir maymunun dile gelip te şöyle söylediğini varsayalım..(Bir zamanlar,,bizlerde,sizler gibi insanlardık..Dünyanın evrim geçirdiği bir zamanda,bizler maymunlara dönüştük..Sizler ise insan olarak kaldınız.)
    Acaba BANA ,,şu yazmış olduğum örneği diyerek,,karşı çıkabilecek,,başka bir doğruyu öne sürebilecek,,BİR İLİM SAHİBİ.,GERÇEK BİR ALİM bulabilir misiniz.Ben yanıt vereyim bulamazsınız..Gerçek Bir ALLAH cc. dostu;, DARVİN ve yandaşları gibi olamaz.Gerçek Bir ALLAH cc.dostu ;,bilmediği konularda aczini kabul eder ve bilmediği konuda kendini biliyor göstermez..Ancak şunu söyleyebilir.(.BEN ACİZANE DÜŞÜNCEM LE BÖYLE OLDUĞUNU SANIYORUM..AMA DOĞRUSUNU ALLAH CC. BILIR.)

    İNSAN VE CİNLERİN dışındaki canlı türleri de,insan ve cinlerden farksız olarak,doğarlar,büyürler ürerler,ölürler..Öldüklerinde de vücuttan RUH olarak (yani NEFİS+ŞUUR) ayrılırlar..Bundan sonrası için açık bilgim yok..
    ALLAH cc. kıyamet sonrası onları toprak mı eder.,yoksa CENNET VE CEHENNEM DE bir göreve istinaden,,yaşamlarını devam mı ettirir bilemem..??
    Onlar sorumlu tutulmadıklarından,,AZAP görmeyecekleri kesin..Aslında bu konuda çok az bilgim var..ama açıklayabilecek kadar yok.
    Yinede ,,merak edecekler için düşüncesinin yolunu bir HADİS-İ ŞERİF LE açıvereyim..(KABİR,,YA CEHENNEM ÇUKURLARINDAN BİR ÇUKUR,,YADA CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇEDİR..)
    Affınıza sığınarak belirteyim..KURAN-I KERİM VE HADİS bilgim yeterli olmadığından,,CEHENNEM DE insanların vücutlarını sürekli yiyen işkence hayvanlarından CENNET bağının güllerinden söz edemeyeceğim..

    ALLAH cc.ın izniyle ve yardımıyla bu konuda bana öğrenmek nasip olan bilgilerden bir kısmını yazmağa çalıştım..İnsanlar inansalar da,,inanmasalar da GERÇEKLER ZAMANI GELDİĞİNDE KENDİNİ KANITLAR..DOĞRULAR ÖLÜMSÜZDÜR..
    Müslüman ın KURAN-I KERİM’İ,,HADİSLERİ var..ALLAH cc. korusun,,ben bir hata hapsam,,KURAN-I KERİM VE HADİSLER ,,ANINDA BU HATAMI YÜZÜME VURUR..
    İNŞALLAH alemlerin biricik rabbi,,her şeye kadir olan. gücü yeten ALLAH cc.HAZRETLERİ benim hatalı bir şey yazmama izin vermemiştir..ELHAMDÜLİLLAH..
    Yazmak bana nasip oldu..İNŞALLAH ,,ALLAH’U TEALA CC. HAZRETLERİ bu bilgilerden nasibi olacakları da seçmiştir..ALLAH CC. cümle inananların velisi, vekili, yol göstereni olsun..ALLAH cc. diyerek kendisine sığınan kullarını mahzun etmesin.Cümlemizi EYGAMBER sav.EFENDİMİZ HAZRETLERİNİN ŞEFAATİNE NAİL EYLESİN..(Kişinin mertebesi ne kadar yüksek olursa olsun,mutlak PEYGAMBER sav EFENDİMİZİN şefaatine muhtaçtır) CEMALİNE BAKMAĞA NASİP EDECEĞİ HAS KULLARINDAN EYLESİN..AMİN..

    Kenan Deriner [email protected]

    Not.bu yazıda oluşan harf ve imla hatalarından dolayı affınıza sığınırım..diğer yönden,araştırmalar sonucu anlaşılamayan konularda bana yazabilirsiniz saygılarımla

  2. Kaynak? Siz kimsiniz? Niye sizi kimse onumuyor ve yorumlamıyor ?
    Orada burada diğer yaraların benzer kitaplarına yorum yapıp benimkileri okuyun diyorsunuz.
    Bu benlik olmuyor mu? Egoism ile farkı nedir?

  3. bu bilgiler; insan yapısını net ve basit şekilde anlatmaktadır.Kendisini arayanlara bir rehberdir.bu yazıdaki amaç kişinin kendisini tanımasına biraz olsun yardıncı olabilmek.
    kişinin gerçek bilgiye ulaşmasına yardımcı olabilmek.samimiyseniz.İlim sahibiyseniz hatayı bulunuz.Değilseniz kendinizi araştırmağa başlamalısız.Kişinin kendisini tanıması,bilmesi,kişiye İLİM olarak yeter. saygılarımla

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.